29 Haziran 2015 Pazartesi



                      KOCAN KADAR KONUŞ
                               
                                DİRİLİŞ

                     ŞEBNEM BURCUOĞLU


       " Dişi olan karadul örümceği, erkeğiyle çiftleştikten sonra onu bir güzel yermiş. Yediği erkek sayısı günde yirmiyi bulabilirmiş, Denilen odur ki erkek sadece yavruları olsun diye kendini kurban edermiş. Bir günde yirmi erkek! Ben bir tanesini bulmaya çalışırken maymun oldum, Allah'ın örümceği günde yirmi erkeği bulduğu gibi bir de mideye indiriyor!"

        İlk kitapta ailesinin, çevresinin  kısaca toplumun baskısıyla belli bir yaşa geldiği için artık evlenmesi gerektiği, zihnine kazınan Efsun'u okumuştuk. Efsun lise aşkıyla karşılaşmış ve onu evliliğe razı hale getirmeye çalışmıştı.

         İkinci kitap ise Efsun'un isteme ve evlilik sürecinde karşılaştığı olayları komik bir dille anlatıyor. Yani iş koca bulmakla bitmiyor daha zorlu  süreç ailelerin bir araya gelmesiyle başlıyor. Babaanne, anneanne, annelerin evlenmeleri için bazen de evlenmemeleri için  uğraşmalarını okuyorsunuz.

        İkinci kitap birinciye göre nispeten daha sıkıcı.Belki ayrıntılı şekilde romandaki karakterler konuşarak ilerlemiş olsaydı bu şekilde hissetmezdim. Konuşma tarzında yazılmış olması, iç diyoloğa önem vermiş olması ve Efsun'un kendi içindeki esprileri okunmaya değer. Güzel bir gülümseme bırakıyor. Keşke devam etse ve bitmese diyorsunuz.

      Benim için çok güzel bir hafta sonu kitabıydı. Çevreden soyutlanmak ve kafanızı dağıtmak istiyorsanız okunması gereken bir kitap. Tavsiye ederim.


26 Haziran 2015 Cuma


               KURUCUNUN KIZI

   
                   AMY ENGEL



Bugünkü kitabımız "Kurucunun Kızı". Yabancı Yayınları'ndan çıkan bu kitap basit anlatımıyla tam bir tatil kitabı.

Konusuna gelirsek, nükleer savaştan sonra kurulan bir şehirde güç ve iktidar mücadelesini  anlatmaktadır. Savaştan sonra küçük bir grup hayatta kalmış, geriye kalanları kimin yöneteceği konusunda iki grup arasında çıkan savaşı ise Lattimer'lar kazanmıştır. Beş yıl sonunda barış ve kontrol, her yıl yapılan bir törenle, kaybeden tarafın kızları ile kazanan tarafın erkeklerinin evlendirilmesi ile sağlanmaktaydı. Bu yıl sıra ise Kurucunun kızına -Ivy Westfall- gelmişti. Onun amacı ise başkanın oğlunu yani kocasını öldürmek ve kendi ailesinin gücünü geri kazanmasını sağlamaktı.

Yine bir kitapta 16 yaş furyası almış başını gidiyor. Şehri değiştirmek 16 yaşındaki bir çocuğa kalmış durumda. Biz 16 yaşında bir çocuk derken bunlar bir büyütmüş hiç anlamadım.

Bu hikayede de karşımıza bir çit ve bilinmezlik dolu ötesi çıkıyor. Birçok kez karşılaştığımız bu çitin anlamı nedir acaba? Distopya tarzı kitaplardan çıkmaz oldu bu çitler ve öteleri. Konu yetmezliği mevcut gibi ya da bizi çitle dolu dünyaya mı hazırlıyorlar anlamadım  :). Çitin ardındaki dünyanın nasıl olduğu konusuna gelirsek, ikinci kitabı beklemek gerekecek çünkü ipucu yok.

Romanda yine bir aşk öyküsü var  ince düşünüşlü, karşıyı önemseyen, güçlü kuvvetli, yardımsever bir erkek ve erkeğin üzerine titrediği, duygularına önem verdiği bir kadın.Kitabı okurken erkeğe hayran oluyorsunuz tabi bir de bunun kötü etkisi var böyle bir aşkın ve varlığın  var olabileceğini düşünüyorsunuz çıta yükseliyor:)))))        

3 Haziran 2015 Çarşamba





 UYUMSUZ-KURALSIZ- YANDAŞ VE DÖRT

                VERONİCA ROTH


    Bu yazıda dört kitabı tek bir yorum altında birleştireceğim. Öncelikle ilk üç kitap tam bir seri. Her kitap diğerinin kaldığı yerden devam ediyor dolayısıyla sırasıyla okumadan diğerine geçmek mümkün değil. Dört ise seriden oldukça bağımsız. Romanın ana karakterlerinden biri olan Dört'ün bakış açısıyla, olayları anlamlandırmasını okuyorsunuz.

       Romanın çevirisi sade ve akıcı ,olay örgüsü ise hızlı gelişiyor, sıkılmaya vakit bulamıyorsunuz. Deyim yerindeyse okudukça okuyasınız geliyor...

       Konusuna geçecek olursak, ana karakterimiz Beatrice Prior,  kitabı onun dilinden okuyorsunuz. Onun yaşadığı şehir olan Chicago' da toplum beş topluluğa bölünmüş durumdadır: Dürüstlük, Fedakarlık, Cesurluk, Dostluk ve Bilgelik.
       Chicago'da  yaşayan insanlar 16 yaşına geldiklerinde beş topluluktan birini seçerek hayatlarını bu topluluk kurallarına göre düzenlemek zorundadır. Beatrice'de  ailesi ve kendi kimliği arasında bir seçim yapmak zorunda kalıyor ve seçimi onun çok farklı olaylar yaşamasını sağlıyor.

      Kitap her ne kadar basit bir düzenekte gelişse de bana en çok şu soruyu sordurdu: Gerçek olan nedir? Bize sunulan bilginin, yaşam kesitlerinin ne kadarı gerçek yada biz gerçeğin ne kadarını biliyoruz?
       Her türlü bilgi, davranış kuralları, toplumun dayatmaları bize öğretilmiş durumda. Çoğu zaman bize öğretilen kalıpların dışına çıkamıyoruz. Öğretilen şeyler bizim tabularımızı oluşturuyor. Bilgilerin, dayatmaların eksik yada yanlış olduğunu göremiyoruz yada gördüğümüz zaman ifade etme sürecinde engellemelerle karşılaşıyoruz.
       Beatrice'in düşünceleri, topluluk kuralları da o toplumun gerçek olmayan gerçeklerini gösteriyor. Gerçekliğin toplum tarafından kurgulanmasını görüyorsunuz ve sistemin devamlılığı için insanların kolaylıkla şiddete başvurabileceklerini okuyorsunuz.